Liderlerin Anahtar Becerisi: Öz Disiplin

1960’larda Stanford University’de Walter Mischel tarafından yapılan deneyde küçük yaştaki çocuklara bir adet marshmallow sunuldu. Bir süre beklerlerse (sadece bekleyebilen çocuklara) bu şekerlerden iki tane alabilecekleri söylendi. Çalışmanın sonucunda 15-20 dakika kadar bekleyebilen çocukların öz disiplin açısından yetkinliklerinin ve becerilerinin yüksek olduğu görüldü. Bu çalışmaya katılan çocukların ise ancak üçte biri bekleyebildi ve ikinci şekeri almaya hak kazandı.

Çalışmanın ikinci aşamasında, her iki grupta yer alan çocuklar liseden mezun olduklarında tekrar izlendi ve ortaya önemli farklar çıktığı görüldü. Sonuçlara göre bekleyen çocukların daha olumlu olduğu ve daha yüksek iç motivasyona sahip olduğu, amaca yönelik ve kararlı davranışlar sergiledikleri gözlendi. Beklemeyenlerinse sorunlu, inatçı, kararsız, özgüveni zayıf ve güven vermeyen kişiler oldukları saptandı.Yani, öz disiplin hayatın her aşamasında peşimizi bırakmayan önemli bir anahtar beceri. 

Israrla inandığı değerlerin peşinden gidecek, sabırlı, bir şeyi defalarca uygulamaktan bıkmayan, ilişkilerinde dengeli davranan, öz benliği yüksek, öz disiplinli yöneticilere ihtiyaç giderek artıyor. Öz disiplini sağlamış yöneticiler, liderlik edebilme davranışlarıyla şirketin geleceğine yön verecek tutarlı kararlılığı sergileyeceklerdir. Peki öz disiplini yakalayamayan yöneticiler? Bu konuda bir örneği inceleyelim. 

Örnek Vaka

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren ve danışmanlığını yürüttüğüm bir firmada yıllar önce görünürde herhangi bir sorun yokken finans bölümünde yaşanan gelir gider hesaplarının tutmaması büyük bir yönetim krizine yol açtı. İki ortaklı büyük firmada tutarlı davranışlar ve istikrarlı kararlar azalıyor, yönetime inanç giderek kayboluyordu. Çalışanları, bir süre sonra öz disiplinini kaybeden şirket yöneticilerini birer birer terk etmeye başladı. 

Bu durum karşısında yönetim, bir karar alarak nerede yanlış yaptığını düşünür. Dışardan eğitim ve danışmanlık desteği alarak sorunu çözmeye çalışırlar. Fakat yaptığımız görüşmeler sonrasında, sorunun daha derinlerde bir yerde olduğunun farkına vardılar. Sorun şuydu: Yöneticiler, öz disiplini yüksek birer lider değildi. 

Özellikle yenilikçi ve gelişim odağı yüksek yönetsel kültürlerde tutarlılık ve öz disiplin en önemli olmazlardandır. Elinize geçen bir fırsatı değerlendirmek  ya da olumsuz sonuçları minimize edecek, sizi daha proaktif olmaya itecek ya da inisiyatif almanızı sağlayacak önemli bir husus olarak öz disiplininizi kazanmanız gerekir.

Peki liderler nasıl öz disiplin kazanabilir?

Yönetim kriziyle başa çıkmaya çalışan şirketteki yöneticilerin, öz disiplin kavramlarında köklü değişikliklere ihtiyacı vardı. Finans bölümünde yaşanan hesap aksaklıklarının önüne geçecek güçte bir irade sergilemekte güçlük çekiyorlardı. Finanstan sorumlu yönetici uzun süredir birlikte çalıştıkları, yaptıkları hatalar karşısında “hayır” diyemedikleri birine dönüşmüştü. Yöneticiler defalarca konuşmalarına rağmen düzelmeyen aylık rapor hataları karşısında yönetmek yerine duygularına yenik düşüyorlardı. 

Liderler öz disiplin sağlayarak ne zaman destekleyici bir tavır sergileyip ne zaman zorlayıcı bir kontrolcüye dönüşeceklerine karar vermeleri gerekir.. Bu öz irade, kendi öz disiplinin güçlü olmasıyla doğrudan ilgilidir. Liderler, bireysel ya da grup olarak ulaşılması gereken hedefleri başarmak konusunda destekleyici tutumunu sürekli kontrol eder. Daha destekleyici olma tutumlarının bireyler ve ekipler düzeyinde nasıl sonuçlara dönüşeceğini izler. Kontrol ettiği bu süreçlerin sonunda ekibini daha yakından izleyerek ve destekleyerek oluşabilecek motivasyon düşüklüğü, isteksizlik ya da boş vermişlik durumlarını ortadan kaldırmanın yollarını arar. Öz disiplin, bahsi geçen tüm bu süreçlerde lidere yardımcı olur. Liderin, görevlerine odaklanarak tamamlanacak işlerin bitirilmesi için gerekenleri uygulama kararlılığının arkasında öz disiplininin ne kadar yüksek olduğu vardır. 

Yöneticilik yaptığım yıllarda toplantılarda en sık karşılaştığım durum, yöneticilerin kendi inanç ve fikirlerine uymayan bir söylem ya da kararla karşılaştıklarında bu durumu kabul edilemez bulup hızlı reaksiyon vermeleriydi. Toplantıdaki atmosfer bozulur, iletişim zarar görür, etkin kararların alınmadığı verimsiz görüşmeler gerçekleşirdi. Şirketin rutin bir toplantısında karşınızdaki kişinin söylediği bir fikri ya da üslubunu kabul edilemez bulabilirsiniz. İçgüdüsel olarak, bu olumsuz duruma reaksiyon vermek isteyebilirsiniz. İtirazınızı ya da memnuniyetsizliğinizi hemen ortaya koymak yerine biraz sabırlı olup akıl okuma yapmadan ve somut veriler ışığında karşınızdaki kişinin sözlerinin arkasındaki niyeti anlamaya çalışmak daha üretken ve yapıcı bir davranış değil midir? Öz disiplinbu kontrolü sağlamanıza ve karşınızdaki kişiyi daha iyi anlamanıza yardımcı olur ve daha tutarlı bir şekilde iletişim kurmanızı sağlar. 

Danışmanlıklarımız sırasında öz disiplin için gerekli olduğunu düşündüğümüz dört davranış saptadık.

1. Dikkatinizi ulaşmak istediğiniz hedefte toplayın

Hedefe odaklanmak sizi daha soğukkanlı biri haline getirir. Bu sayede paniğe kapılmaz, daha prensipli ve sağlıklı bir düşünce yapısına doğru ilerlersiniz. Hayal kırıklığı bir yöneticinin pek çok kez yaşadığı bir durumdur. Elinizden geleni tüm istekliliğinizle yapmanıza rağmen istediğiniz sonuca ulaşmakta sorunlar yaşayabilirsiniz. Buna bazen hedeflerinize inanmamış ekipleriniz de sebep olur. Hedeflerinize ulaşma konusunda yalnız kaldığınızda çevre faktörlerin sizi yönlendirmesi kaçınılmazdır.

Türkiye’de üretim sektöründe hizmet veren bir firmanın lider konumundaki etkin yöneticisinin, on yıl içinde firmayı rakiplerin üstüne çıkarma hedefi üst yönetime ve çalışanlara gerçekçi gelmiyordu. Yapılan toplantılarda alınan kararlara güvensizlik liderin de motivasyonunu düşürüyordu. Hedefine odaklı olması, kararlarının arkasında durması, şirketin stratejik vizyonuna olan bağlılıkları sayesinde öz disiplinini kullanması sonucunda aradan geçen üç yılda yakaladığı başarılar sayesinde yönetim ve çalışanlar artık hedefe inanmaya başladılar. 

Ekip içinde davranışlarınızı farklı yorumlayanlar olduğu gibi hedeflerinizi anlamsız bulanlar, stratejilerinizin gerçekçi sonuçlara yönelik olmadığını düşünenler olabilir. Fakat bir liderseniz olumsuz düşünmeye, tartışmaya, paniğe kapılmaya vaktiniz yok. Bütün bu duygularınızın ve olumsuz bakış açısının aksine sağlıklı yargılamalara, soğukkanlılığınızı korumaya, riskleri ve krizleri öngörüp olumsuzlukları en aza indirgemek için öz disiplininize ihtiyacınız olacaktır. 

2. Adım adım hedefe ilerlemek için önceliklerinizi belirleyin

Kişisel bir sorumluluk gibi görünen öz disiplin,başkalarına karşı saygı göstermeyi de içerir. Hayatta tek bir sorumluluğumuz yok. Bir yandan çalıştığımız kurumun stratejilerine uygun aksiyonlar alırken diğer yandan ailemize vakit ayırıyor, (her zaman zevkle yapacağız elbette) onların her türlü ihtiyacını gidermeye odaklanıyoruz. Sosyal paylaşımlarımızı artırıyor, çevremizdekilerin gereksinimlerini karşılamaya çalışıyoruz. Tüm bu sistemleri yönetmeye çalışmak bizi ortalamanın üzerinde bir strese sürükleyebilir. Bu gibi durumları kuruntuya dönüştürmek sorunların büyümesine sebep olacaktır. Unutmayın, hiçbir zaman en mükemmel çözüm yoktur. Mükemmele yakın çözümler için çabalarız.  

Antoine de Saint-Exupéry’nin dediği gibi “Eklenecek bir şey kalmadığında değil çıkarılacak bir şey bulunamadığında mükemmelliğe ulaşılır.”

Kısa ve uzun vadeli çözüm önerileri üretmek ve işlerimizi buna göre önceliklendirmek bizi daha gerçekçi çözümlere yaklaştırır. Gerçekçi çözümler için çabalamak, sabırlı olmak ve duygulara kapılmamak için öz disiplinyardımınıza koşar. 

3. Bir süre kendinizi izleyin, belki de düşündüğünüzden öz disiplinlisinizdir. 

Belki de bu becerinizi pek çok kez kullanıyorsunuz fakat farkında değilsiniz. 

Kendinizi izleyin:

  • Başkalarına saygı gösteriyor musunuz?
  • Konfor alanınızdan çıkarak bilgilerinizi güncel tutmak ve gelişmek için çaba gösteriyor musunuz? 
  • Formunuzu korumak için çaba sarf ediyor musunuz?
  • Bütçenize dikkat edebiliyor musunuz?
  • Mantıklı olanı tercih edip zorlayıcı hedeflere yönelebiliyor musunuz?
  • Güçlüklerle karşılaştığınızda mücadele etme ruhunu koruyup riskleri ve krizleri dikkate alarak ölçülü davranabiliyor musunuz?

4. Karşılaştığınız bir durumun gerektirdiği biçimde hareket edin.

Steve DeVore “The Neuropsychology of Self-Discipline” adlı kitabında geliştirdiği motivasyon modelinde öz diplinin ve iç motivasyon faktörünün hayatımızdaki başarıya etkisini artıracak yedi aşamalı bir süreçten geçmemizi öneriyor.Önerilerimde de üzerinde sıklıkla durduğum gibi öz disiplin becerisini geliştirmek yüksek motivasyon, sürekli uygulama ve kararlılık gerektirir. Düşünmeden davranmak, sabırsız bir şekilde hareket etmek, tedirgin olmak, strese girmek insan için oldukça kolaydır. Kendi kendini disipline eden liderler, ekipleri üzerinde etki bırakacak tüm alt yetkinliklere ulaştıklarında karşılarına ne tür bir sorun çıkarsa çıksın baş edebilme özgüveni ve mücadele ruhuna sahip olacaklardır. 

Bir lider olarak, olabileceğiniz en mükemmel halinize öz disiplinle ulaşabilirsiniz. Etkili ve takip edilen bir lider olmak öz disiplin gerektirir. Sizi liderlik becerisinde zirveye götürecek en temel değer öz disiplin alışkanlığı olacaktır.

Kaynak: Ahmet Şahin Akbulut (https://hbrturkiye.com/blog/liderlerin-anahtar-becerisi-oz-disiplin)

Etiketler:

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.